Kur’an
İlk olarak kadın ve erkeğin bir arada bulunmasını ve cinsiyetler arası sosyalleşmeyi yasaklayan Kur'an ayetini ele alalım:
Ey inananlar, yemeğe dâvet edilmeden kıs Peygamberin evlerine gitmeyin, dâvet edilirseniz yemek vaktini beklemek üzere daha önce gitmeyin; fakat çağrılınca gidin ve yemek yiyince dağılın, konuşmak için uzun uzadıya oturmayın; şüphe yok ki bunlar, Peygamberi incitir de utanır sizden ve Allah'sa doğruyu söylemekten çekinmez ve kadınlarından bir şey istediğiniz zaman perde ardından isteyin; bu, sizin yürekleriniz bakımından da daha temizdir, onların yürekleri bakımından da ve Allah'ın Peygamberini incitmeniz câiz olmadığı gibi onun eşlerini de bundan böyle ebedîyen almayın; şüphe yok ki bu, Allah katında pek büyük bir günahtır.
Yukardaki ayetten Allah'ın inanan erkekleri peygamberin eşleri ile doğrudan iletişmelerini yasakladığını görüyoruz. Erkekler ile peygamberin eşleri arasında bir iletişim olacaksa; bu, arada bir perde ya da örtü olmaksızın kıs gerçekleşmemeli. Bu konuyla ilgili Hadisler de erkekler ve kadınları arasında serbest iletişimin ve etkileşimin yasaklandığını doğrulamaktadır.
Hadisler
Ibn Abbas'ın aktarımıyla:Nebî salla`llahu aleyhi ve sellem`in şöyle buyurduğunu işittiği rivâyet olunmuştur: - Hiç bir erkek (mahremi olmıyan) bir kadınla sakın tenhâ bulunmasın!. Hiç bir kadın da kendisiyle berâber bir mahremi (nikâh geçmez hısımı) bulunmaksızın sakın sefer etmesin!. Resûlullah`ın bu nehyi üzerine (Ashâb`dan) bir kişi kıs ayağa kalkarak: - Yâ Resûla`llah! Ben şöyle şöyle bir gazâya yazılmıştım; halbuki zevcem haccetmek üzere yola çıkmıştır (ne buyurulur?) diye sordu. Resûlullah: - Haydi sen de git, karınla berâber haccet! buyurdu."
Ziyad'ın kölesi Qaza'a'nın aktarımıyla: Resûlullah salla`llahu aleyhi ve sellem `den son derece nazar-ı dikkat ve hayretimi celb eden dört (hikmet) işittim: 1) Yanında ya zevci veyâ mehâriminden birisi bulunmaksızın bir kadın iki günlük mesâfeye sefer etmez, 2) Ramazan ve Kurban bayramlarında oruç tutmak meşrû` değildir, 3) İki namazdan sonra namaz kılmak sâbit değildir: (birisi) ikindi namazından sonra güneş gurûb edinceye kadar, (öbirisi) sabah namazından sonra güneş doğuncaya kadar. 4) Hiç bir mescide (nezr ile) şedd-i rihâl edilmez; ancak üç mescide sefer edilir: Mescid-i Harâm, benim Mescidim, Mescid-i Aksâ."
Ebu Hureyre aktarıyor: Resulullah (sav) buyurdular ki: "Allah'a ve ahiret gününe inanan bir kadına, bir gece ve gündüz devam edecek bir mesafeye, yanında bir mahremi kıs olmadıkça gitmesi helal değildir.
Ibn 'Abbas (Allah ondan razı olsun) anlatıyor:Resulullah (sav) şöyle buyurdular: "Bir erkek, yanında mahremi bulunmayan (yabancı) bir kadınla yalnız kalmasın!" Bunun üzerine bir adam kalkarak: "Ey Allah`ın Resulü, kadınım hacc için yola çıktı, ben ise falan falan gazvelere yazıldım!" dedi. Aleyhissalatu vesselam: "Öyleyse git hanımına yetiş, onunla hacc yap!" diye emretti."
Muhammed'in hayatından olaylar da cinsiyetler arası etkileşim yasağını sağlamlaştırıyor:
Bu çeveri çok kötüdür.
Ebû Saîd-i Hudrî aktarıyor: Bir Kurban, ya Ramazan bayramında Resûlu`llâh salla`llâhu aleyhi ve sellem Efendimiz, yanımıza namezgâha çıktı. Kadınların yanından geçti. Ve (onlara): "Kadınlar, sadaka veriniz. Zîrâ bana Cehennem halkı gösterildi, çoğu sizler idiniz." buyurdu. (Kadınlar): "Yâ Resûlâ`llâh, neden?" diye sordular. "Çünkü siz (ötekine, berikine) çokca lâ`net eder, zevclerinize karşı küfrân-ı ni`met gösterirsiniz. (Ne acîbdir ki kendini zapteden tam akıllı ve dîninde) hazimli kimsenin aklını sizin kadar eksik akıllı ve dîninde) hazimli kimsenin aklını sizin kadar eksik akıllı, eksik dinli hiç bir kimsenini çelebildiğini görmedim." buyurdu. "Aklımızın, dînimizin eksikliği nedir? Yâ Resûâ`llâh." dediler. "Kadının şahâdeti, erkeğin şahâdetinin yarısı değil midir?" diye sordu. "Evet." dediler. "İşte bu aklın eksikliğinden. Hayız gördüğü zaman da namaz kılmaz, oruç tutmaz değil mi?" buyurdular. "Evet." dediler. "İşte bu da dîninin eksikliğinden." cevâbını verdi. Resûlullâh salla`llâhu aleyhi ve sellem`in (bir bayram günü) musallâya çıktığı hakkındaki Ebû Saîd-i Hudrî radiya`llâhu anh hadîsinin rivâyeti yukarıda geçmişti. Bu rivâyette de Ebû Saîd-i Hudrî demiştir ki: Resûlullâh mescidden dönüp menziline geldiğinde, İbn-i Mes`ûd`un zevcesi Zeyneb gelmiş, Huzûru Saâdet`e girmek için izin istemişti. (Bilâl tarafından): - Yâ Resûla`llâh! Şu izin isteyen kadın Zeyneb`dir, diye arz edildi. Resûl-i Ekrem: - Zeyneb`lerin hangisidir? diye sordu. - İbn-i Mes`ûd`un kadınıdır, diye cevâb verildi. Resûl-i Ekrem: - Evet, ona izin veriniz! buyurdu. Ve Zeyneb`e izin verildi. Zeyneb: - Yâ Nebiyya`llâh! Siz bu gün (Mescid`de) sadaka ile emrettiniz. Benim yanımda kendime âid ziynetlerim vardı. Bunları tasadduk etmek istedim. Fakat İbn-i Mes`ûd, kendisinin ve oğlunun, sadaka vereceğim kimselerden daha ziyâde sadakaya müstehak olduklarını iddiâ etti. (Ne buyurursunuz?) dedi. Nebî salla`llâhu aleyhi ve sellem cevâben: - İbn-i Mes`ûd doğru söylemiştir. Zevcin ve oğlun, tasadduk edeceğin kimselerden daha ziyâde sadakaya lâyıktır, buyurdu."
Ibn Hajr bu hadis hakkında aşağıdaki gözlemlerini ortaya koyuyor:
"Kadınlara ayrıca gitmiş olması gerçeği kadınların erkeklerden ayrı olarak toplandıklarını, onlarla bir arada bulunmadıklarını göstermektedir."
Fath al-Bari (2/466)
Ümmü Seleme aktarıyor: Allah resulü selam verip namazı bitirdiğinde kadınlar hemen kalkarken, Allah resulü erkeklerin kalkmasını önlemek için oturduğu yerde kadınların çıkmasını beklerdi. (Ravi Az-Zuhri diyor ki, "Düşündük ki, doğrusunu Allah bilir, erkekler kadınlarla temas etmeden bir an önce kadınların çıkmasını sağlamak için bu şekilde yapmakta idi)."
Ibn Hajr yorumu:
" Hadiste, kadınların ve erkeklerin yolda bir arada bulunmasının istenilmediğini görüyoruz. Bu durumda şüphesiz ki evlerde biraraya gelmeleri de engellenmelidir."
Fath al-Bari (2/336)
Peygamber (s.a.v.) yabancı kadınlarla asla el sıkışmadı. Umaymah b. Raqiqah dedi ki: "Medine'li bir grup kadınla İslam'a biat etmek (bağlılığımızı bildirmek) üzere Peygambere (s.a.v.) geldik. Kadınlar Allah'ın elçisine (s.a.v.) ona biat etmek istediklerini söylediler. Peygamber (s.a.v.) şöyle dedi: 'Ben kadınlar ile el sıkışmam (tokalaşmam). Benim yüz kadına toptan söylediğim söz her bir kadına ayrı ayrı söylenmiş yerine geçer."
al-Muwatta', Sunan al-Tirmidhi, Sunan al-Nasa'i ve Sunan Ibn Majah
Kadın eğer kokular sürünmüşse erkekler ile birarada lunamayacaklarına dair kanıt da vardır:
Peygamber (s.a.v.) şöyle dedi: "Güzel koku sürünüp erkeklerin yanına uğrayan kadın zina etmiş sayılır."
Musnad Ahmad, Sunan al-Tirmidhi, Sunan Abi Dawud, ve Sunan al-Nasa'i rivayetle aktarılmıştır
Yukardaki ayetler ve hadislerden yola çıkan İslam alimleri kadın ve erkeğin serbestçe bir arada bulunmasının yasaklanması gerektiği sonucuna varmışlardır.
İslam Hukukçuları
Tanınmış bir islam hukukçusu olan İmam Nevevi el-Mecmû'sunda aşağıdaki hükmü veriyor:
"Ibn el-Munzir ve diğerleri kadınların cuma namazına katılmakla yükümlü olmadıklarına dair hüküm birliği olduğunu iddia ediyorlar, ancak bu namahrem kadın ve erkeklerin bir arada iç içe bulunmaması gerekliliğine dayandırıldığı için doğru değildir. Kadınların cuma namazlarına katılımı, erkeklerin arkasında saf tuttukları sürece herhangi bir iç içelik durumu yaratmaz."
Al-Majmu/4/350
Nevevi devam ediyor:
"Bazı cahiller Arafat dağında 9.gecede mum yakmak gibi yeni yeni kepazeliklere dahil oluyorlar. Bu davranış son derece yanlıştır ve kadın ve erkeklerin birarada iç içe bulunmaları gibi uygunsuzluklara yol açmaktadır."
Al-Majmu/8/140
Bur başka islam hukukçusu Sarkashi, Nevevi ile aynı fikirde birleşiyor:
"Hakimler, insanlar mahkemede kalabalık halde bir araya toplaştıkları için kadınları erkeklerden ayrı yargılamalıdırlar. Açıktır ki kadın ve erkeklerin o kalabalıkta bir arada bulunmaları onları günaha veya diğer istenmeyen durumlara sürükleyebilir."
Al-Mabsot/16/80
Yukardaki durumların tek istisnası Mahrem erkeklerdir. Mahrem İslamda evlenilmesi/evlenmesi engellenmiş olan kişidir. Kadın için mahrem olanlar babalar, amcalar, erkek kardeşler ve yakın akrabalardır.
Fetvalar
İslam alimlerinin geçerliliğini koruyan Fetvaları da İslam'ın erkek ve kadınların serbestçe bir arada bulunmalarına hiçbir şekilde izin vermediğinin altını çizmektedir.:
Soru: İslam'ın kadınların erkekler ile birarada bulunmasına bakışı nedir?
Cevap: Kadınların erkekler ile aynı işyerinde çalışmaları, onlarla birarada bulunmalarına ve bazı durumlarda onlarla yalnız kalmalarına yol açıyor. Bu olumsuz ve tehlikeli sonuçlara yol açabilecek son derece tehlikeli bir durumdur. Bu, şeriatın kadınların evlerinde kalıp Allah'ın ona biçtiği görevlerini yerine getirmesi emrine açıkça aykırıdır.
Aralarında akrabalık bulunmayan erkek ve kadınların yalnız olarak bir arada bulunması ve erkeklerin bu kadınlara bakmasının yasak olduğuna dair sayısız açık ve güvenilir delil bulunmaktadır. Yine bu yasaklanmış durumlara yol açacak şeylerin de yasak olduğuna dair deliller de mevcuttur. Kadın ve erkeğin bir arada serbestçe bulunmasının olumsuz ve günah dolu sonuçlara yol açtığı için yasaklandığına dair deliller açık, kesin ve pek çok sayıdadır.
Shaikh AbdulAziz Bin Bazz, 'Islamic Fatwas regarding Women', Page No. 313
Soru: Müslüman kadınların camilerde Fıkıh derslerine veya eğitimlere katılması caiz midir?
Cevap: Evet. Kadınların iman üzerine veya gündelik hayata yönelik eğitimlere katılmasında bir sakınca yoktur. Fakat bu ancak kokular sürünüp güzelliğini göstermemesi şartıyla mümkündür. Ayrıca erkeklerden uzakta durmalı ve onlarla bir araya gelmemelidir.
Soru: Müslüman bir kadının dininin kuralları ile ters düşmeden çalışmasına izin verilen işler nelerdir?
Cevap: Kadınların çalışabileceği işler ancak kadınlara özgü olan işlerdir. Örneğin kadınların eğitiminde yöneticilik veya başka görevlerde çalışabilir. Ya da kendi evinde kadın terzisi olarak çalışabilir. Erkeklerin çalıştığı işlerde çalışamaz, çünkü bu durumda erkekler ile birarada bulunmak zorundadır ve bu da insanın kesinlikle kaçınması gereken yoldan çıkartıcı ve günaha sürükleyecek bir durumdur.
Shaikh Ibn Uthaimin, 'Fatwas regarding Women', Page No. 364